Bu kararım doğrultusunda da son bir aydır Pasifik Aikido Federasyonu'na (PAF) bağlı Mountain View Aikido dojosunda derslere katıldım. Güzel bir deneyimdi diyebilirim. Bir sürü yeni, ve misafirperver, insanla tanışmanın yanında farklı Aikido stilleri konusunda da deneyimlerim artmış oldu. Ve kendi yaptıklarımı objektif bir ortamda deneme fırsatı buldum.
Şunu söylemeliyim ki stil olarak Amerika'daki dojolar Avrupa'dan, daha doğrusu Tamura Hoca ve Nebi Hocanın stillerinden çok farklı. Hatta çoğu Tamura Hoca'yı bile pek bilmiyor. Ben Nebi Hocamın stilinden son derece memnunum, ve farklı stilleri görmek bu memnuniyetimi daha da arttırıyor diyebilirim. Ama farklı deneyimler edinmek de hoşuma gitmiyor değil.
Mountain View dojoda Aikido dışında deneyimler de elde etme fırsatım oldu. Ayda bir yaptıkları bir meditasyon seramonisine katıldım. Temel olarak yarımşar saatlik meditasyon seansları ve onları izleyen cay seramonisi, kaligrafi çalışması ve zen budizmi ayini gibi kısımlardan oluşuyor bu seramoni. Zen budizmi ayini bana çok birşey ifade etmemekle beraber, boyle bir ayini ilk kez görmek ilginçti. Çay seramonisi de kısa ama hoş, insana eski japonyadaymış hissini veriyor :).
Bütün bunlar arasında en ilginci kaligrafi çalışmasıydı. Dojoyu çalışma için hazırladık (zemine muşambalar serildi, kağıtlar ve mürekkepler hazırlandı vs), ve dojodan bir iki öğrenci bir kitapçıktan yazmayı deneyeceğimiz kanjileri seçtiler. Ben daha önce hiç böyle birşey denemediğimden diğerlerini izlemeye koyuldum. Kaligrafiyi dojonun hocasından başlayarak herkes sırayla yapıyor. Önce gazete kağıtları üzerinde düz bir çizgi çekerek ve imzanızı deneyerek başlıyorsunuz. Sonra çizeceğiniz kanjileri tek tek deniyorsunuz. Söylediklerine göre ilk çektiğiniz düz çizgi karın (hara) kontrolünü ve o anki ruh halinizi yansıtıyormuş. Ben çizilenlere bakınca buna dair bir yorum yapamıyorum, ama çizerken insan güzel bir his duyuyor.
Deneme kısmı bitince kalkıp beyaz kağıdın başına geçiyor ve karakterleri çiziyorsunuz. En son imzanızı da atınca çizim tamamlanmış oluyor. Tamamlanan kaligrafileri karşıdan gözlemlemek için tek tek duvara asıyorlar.
Çizme sırası bana gelmeden yaklaşık 7-8 kişiyi çizerken seyrettim. Farkettim ki, insanın serbest bir ele sahip olması ve iyi kontrol etmesi gerekli. Ayrıca bütün karakteri duraksamadan tek bir seferde çizmelisiniz, yoksa bekleme noktalarında mürekkep birikmeleri hemen ortaya çıkıyor. Bunun yanında fırçayı da ne çok ne de az bastırmalı, ve aynı baskıyı değiştirmeden uygulamalısınız. Tabii bunları yapabilmek için kafanızda çizeceğiniz karakter net olmalı, dönüp tekrar tekrar ne çizeceğinize bakmamalısınız. Bütün bu kavramlar aslında savaş sanatlarında ve Aikidoda da aynen var. Çizim yaparken aklınız nasıl olmalıysa, Aikido yaparken de aynı olmalı.
Bütün bunları diğerlerinin çizdiklerini seyrederken düşündüm, ve bir yandan da nasıl çizeceğimi hayal etmeye başladım. Eskiden resimle haşır neşir olmuşluğun da verdiği bir güvenle nasıl güzel çizebileceğimi düşünüyordum. Tek yapmam gereken aklımı boşaltmak ve aklıma çizdiğim karakterleri kağıda dökmekti. Bitirdiğimde diğerlerinin ne kadar beğeneceklerini geçirdim aklımdan.
Sonra tabi sıra bana geldi. Deneme turu için fırçayı elime aldım ve düz çizgiyle başladım. Sonra karakterlere geçtim. Ama çizgiler aklımda hayal ettiğimden farklıydı! Hatta yanlış çizdim bazı karakterleri. Beyaz kağıda geçtiğimde durum biraz daha iyiydi ama yine de en iyimser deyimle acemi bir sonuç çıktı ortaya. Gerçek şu ki aklınızın boş ve serbest olduğunu hayal edebilirsiniz, ama bu öyle olduğu anlamına gelmez. Birşeyleri yapacağınızı hayal edebilirisiniz ama bu yapabileceğiniz anlamına gelmez. Anlamakla mümkün kılmak arasındaki o koca uçurum... İşte kaligrafinin savaş sanatlarına bence en çok benzeyen kısmı bu. Ve gerçekten de o an nasılsanız çizdiğiniz de öyle oluyor. Çizerken içinizden geçen her tereddüt, her dalgınlık ve dikkat kaybı kağıtta yerini alıyor.
Çok hoş bir tecrübeydi gerçekten, New York'a döndüğümde belki tekrar deneme fırsatı bulurum. Tek üzüldüğüm şey yazdığım karakterlerin anlamını bilmiyor olmam, ne yazık ki dojodaki kimse de bilmiyordu (Japon olanlar dahil).
| Bakınca kendim bile birçok eksik görebiliyorum :), son karakter fena değil gibi |
kaligrafi ilgi çekiciymiş cidden de :)
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilOrnament dedi ki...
YanıtlaSilBizim dojoda da gosterdi hoca. Bizde yaptik :)1 den 10a kadar sayilar ve en sonunda Aikido yazdik yani kendi capimizda :)